31 Ocak 2012 Salı

Bir tutam operet

Dolmuş durağında On ikinci sıradayım. On ikinci adam benim. Yani oturarak gidebileceğim. Çok soğuk. Hava yani. Sanıyorum işe de geç kalacağım. Gecenin dördüne kadar sevgilinle şarap içmeye kalkışırsan böyle kan çanağı gözlerle dolaşırsın işte sokaklarda. Başım... Ne yalan söyleyeyim canım işe de gitmek istemiyor. Şimdi git elalemin ağız kokusunu çek; ona buna kitap satmaya çalış. Şu reklamcılık sektörüne bir girebilsem. Hah geldi dolmuş.

9 Ocak 2012 Pazartesi

ADALET ( BÖLÜM 1: Yeni bir çocukla tanıştım... )

 Ocak 2011,İstanbul

Çocuk mu desem, arkadaş mı desem artık seçemiyorum ama doğrusu "yeni bir çocukla tanıştım.." diyeyim. Aslında tanıştım da denemez hani ilk önce yan yana yürüyorduk bu çocukla... İçten savaşını sesli sesli bir şekilde bilmeden etrafına da söyleyen -ne tesadüf ki etrafında nerdeyse tek ben vardım o sıralarda!- bir çocuk bu... "Bugün na'psam,bugün na'psam" sesleri çoğalıyordu en başlarda... Elindeki mavi  beyaz renkli, dalgalı şekillerdeki 'Akışkanlar Mekaniği-II' -yazarını okuyamadım H ile başlıyordu adı- kitabını görebiliyordum elinde. Yanımızdan  geçip giden 12 yaşlarındaki uzun saçlı çocuk tuhaf tuhaf bakmıştı bize..


8 Ocak 2012 Pazar

Yeni Yıl,Yeni Umutlar...

Açıkcası 2012'deki ilk yazımın nasıl olacağı üzerine bir kaç gündür düşünmekteydim..Güncel olmalıydı,"okunabilecek" değerde olmalıydı,akla ve gönüle aynı anda hitap etmeliydi...Derken,dün akşam sularıydı,Coca Cola'nın yeni reklam filmini izledim; "Yeni Yıl,Yeni Umutlar"..Haydi ilk önce şu fevkalede reklamı bir de beraber izleyelim,ardından yazıya devam ederiz ;) 

"Daha iyi bir dünyaya inanmak için pek çok nedeniniz var.."