9 Temmuz 2012 Pazartesi

Friend zone erkeği olmak

Aslında %99'u bir erkeğe, %1' i ise bir kıza söylenmiş bir sözdür; ben seni arkadaş olarak görüyorum. Friend zonelik de tam anlamıyla budur. Hadi ama ister cin göz olalım ister olmayalım hayatımızda bir kere bile olsa, göz göre göre veya bize hissettirilmeden friendzone'a atılmış olabiliriz.P*ç diye tabir edilen, nazikçesi fırlama olan bir tip bile olsanız bu alana düşersiniz. O yüzden ben nerede hata yapıyorum diyerek kendinizi üzmenize gerek yok. Tabii, bu alandan bir şekilde çıkamazsanız hoşlandığınız kızın düğününe gider, bi güzel oynar, göbek atar sonra da çeyrek altınınızı takıp evinize dönersiniz.

Ben bu friendzone'ye düşme olayını,sadece bir kere lise 2'deyken, aşırı ineklik dönemimde -tabii takribi senelerde de başarılıydım- yaşamıştım. Etkisinden, hayal kırıklığından çıkmam kısa sürmüştü tabi, hemcinslermin bazılarının üzüntüden dolayı aylarca kıvrandığını düşünürsek. Ama kız, çok güzeldi be o zaman. Gerçi şimdilerde aranıyor sinsi sinsi. Mesele de bu işte. O değişim... Her neyse friendzone'a dönecek olursak, herkesin başına gelmesi doğaldır. Çaktırmadan taktik isteyebilirsiniz,bir şekilde ulaşın bana.


Nihayetinde herkes kazık yemiştir



Tabi ki kazıktan kastım bu değil.Mecazi anlam.Bu başlığı atmama bir arkadaşım -afili yalnız Ömer- vesile oldu. Etrafta bu konu hakkında, ben hayatımda kazık yemedim, benim başıma hiiiç öyle şeyler gelmez, türünden söylentiler var. Hayatında bir şekilde kazık yememiş insan yok desem yeridir."var ulan buradayım!" diyen elini ceplerine soksun, geçmiş denizlerinde birazcık yüzsün ve vicdanıyla tekrar cevap versin. Bakalım diyebiliyor mu, ben kazık yemedim lan atıyorsunuz, diye.

8 Temmuz 2012 Pazar

Anlatılmaz, yaşanır...

 
 Bugün yaşadığım bir hadiseyi anlatarak, derdimi en iyi şekilde aktarmaya çalışacağım.Yine güneşli, bir tarafımdan terler akıtan bir gündü. Ben diyeyim hava 40 derece siz diyin 42 derece. Rutin olarak yaptığım yürüyüşten eve dönerken, kalabalık yerlerden değil de daha tenha bir kısımdan geçeyim dedim.Etrafta nadiren gördüğüm 3-4 insan var yok.Nereden bilebilirdim ki bu hadiseyi yaşayacağımı. Toplamda 4 şeritli,henüz asfaltı dökülmemiş yolun ortasındaki boşluğundan yürüyorum "Heyttt, kendimi çöllere vurdum ulaaan!" babında.

24 Haziran 2012 Pazar

Justin Bieber dinleyen ağaçkakan'ın dramı ,Bölüm:1

 
Ben farklıyım.Gagam var diye mi? Peh tabi ki hayır ama gerçekten öyle.Herkes farklıyım diye ortalıkta artistlik yapar fakat tüm gün boyunca yaptıkları şeyler aynıdır; kafalarını kanatlarının arasına sıkıştırıp uyurlar,günün büyük ateş topundan gelen ilk ışıklarıyla uyanıp ağaçlardan topladıkları tırtıl veya böceklerle beslenirler,işine yaramadıklarını çıkartırlar ve tekrar uyurlardı.Farklılık bunun neresindeydi? Bana gelince mesele şu ki farklı olduğum için kafası üçgen şeklinde ve kırmızı tüylü İmparator ağaçkakanımız Sinan dahil tuhaf bir şekilde herkes tarafından popüler görülen bir ağaçkakandım.Saygı gösterirlerdi.Ta ki o gün ve o günkü olaylar yaşanana dek.

23 Haziran 2012 Cumartesi

Diet pepsi'yi tatmış penguen'in ızdırabı ,Bölüm:1



Günlerim çok tatsız geçiyor ya.Çevrem hep aynı varlıklarla dolu bıktım ben de yani; hijyenlik anlayışından grupça şüphe duyduğumuz ancak bunu dile getirmekten epeyce çekindiğimiz aşçı başımız sümüklü Eşref abi,tepedeki buzdan masalar için dantel ören,Sindrella'nın 21.yüzyıl için yükseltilmiş versiyonu olan Aysel,grubumuzun vurdu-kırdısı,lider ruhlusu,en iri cüsselisi,çapkını ve bir o kadar da en tipsizi Hikmet ve tabiki güzelliği sadece bizim grupça takdir edilmekle kalmayan,tüm kolonilerce takdir edilen Betül.
Ben mi?