28 Nisan 2012 Cumartesi

Aşk nedir ?



Bugünkü yazımı  Touch adlı dizinin ilk sezonundaki 7.bölümünden aldığım ilhamla yazıyorum...Bölüm hakkında kısaca ön bilgi vermek gerekirse,bölümde kapalı bir üslupla bir insanın aşk için yapabileceklerinin sınırı anlatılıyor,bölümdeki onca gizemli ve sıradışı konunun arasında.Gerçekten aşk'a inanıyor musunuz? Var mıdır sizce böyle birşey? Sizce aşk,hayatınız yolunda gittiğinde size bir çelme takan eylem midir,yoksa hayatınız tepetaklak giderken sizi bir düzlüğe çıkaran eylem midir? 

30 Mart 2012 Cuma

"İşsiz"

Uzun bir aradan sonra merhaba :) Adalet adlı kitabımı hızla yazmaya devam ederken,bir taraftan okulum,diğer taraftan diğer işlerim neticesinde yeni yazılarımı ekleyemedim :) Hem tekrar kanımızın kaynaması amacıyla hem de farklı olacağını düşündüğüm için "İşsiz" adlı hikayeyi paylaşacağım bugün.Diğer yazılarımda görüşmek üzere.

İşsiz


İşsizin biri, temizlik işleri için Microsoft'a başvurur. İnsan Kaynakları, bir ön görüşmenin ardından test (yeri temizlemek) yaparlar ve "işe alındın, e-mail adresini ver, sana başvuru formunu göndereyim, aynı zamanda, işe başlamak için geleceğin günü bildiririm" der.

Adam çaresiz, bilgisayarının ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler. İnsan Kaynaklarından, onun adına üzüldüklerini, fakat e-mail'i yoksa kendisinin de var olmadığını ve kendisi de olmadığı için işe alınamayacağını söylerler.

Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebinde sadece 10$ ile çıkar. Ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, 2 saat içersinde sermayesini ikiye katlar.

İşlemi bir kaç kez daha tekrar eder ve akşam eve döndüğünde 60$'i vardır. Ve bu şekilde yaşayabileceğini anlar, her sabah erkenden evinden çıkar ve aksam geç saatlere kadar çalışır ve her gün parasını üçe, dörde katlar.

Az bir zaman sonra, bir el arabası alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve bir süre sonra artık, bir çok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir.

5 sene geçer, adamımız Birleşik Devletlerin en büyük gıda nakliye şirketlerinden bir tanesinin sahibidir artık. Artık ailesini ve geleceğini düşünmektedir ve hayat sigortası yaptırmaya karar verir.

Bir sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken, sigortacı, teklifi gönderebilmek için adamın e-mail adresini ister. Adam e-mail 'inin olmadığını söyler.

"Şaşırtıcı, der sigortacı, e-mail'iniz yok ve bu hanedanlığı kurabildiniz, düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı.."

Adam düşünür ve şu cevabı verir:

- "Microsoft'ta temizlikçi olurdum."

31 Ocak 2012 Salı

Bir tutam operet

Dolmuş durağında On ikinci sıradayım. On ikinci adam benim. Yani oturarak gidebileceğim. Çok soğuk. Hava yani. Sanıyorum işe de geç kalacağım. Gecenin dördüne kadar sevgilinle şarap içmeye kalkışırsan böyle kan çanağı gözlerle dolaşırsın işte sokaklarda. Başım... Ne yalan söyleyeyim canım işe de gitmek istemiyor. Şimdi git elalemin ağız kokusunu çek; ona buna kitap satmaya çalış. Şu reklamcılık sektörüne bir girebilsem. Hah geldi dolmuş.

9 Ocak 2012 Pazartesi

ADALET ( BÖLÜM 1: Yeni bir çocukla tanıştım... )

 Ocak 2011,İstanbul

Çocuk mu desem, arkadaş mı desem artık seçemiyorum ama doğrusu "yeni bir çocukla tanıştım.." diyeyim. Aslında tanıştım da denemez hani ilk önce yan yana yürüyorduk bu çocukla... İçten savaşını sesli sesli bir şekilde bilmeden etrafına da söyleyen -ne tesadüf ki etrafında nerdeyse tek ben vardım o sıralarda!- bir çocuk bu... "Bugün na'psam,bugün na'psam" sesleri çoğalıyordu en başlarda... Elindeki mavi  beyaz renkli, dalgalı şekillerdeki 'Akışkanlar Mekaniği-II' -yazarını okuyamadım H ile başlıyordu adı- kitabını görebiliyordum elinde. Yanımızdan  geçip giden 12 yaşlarındaki uzun saçlı çocuk tuhaf tuhaf bakmıştı bize..


8 Ocak 2012 Pazar

Yeni Yıl,Yeni Umutlar...

Açıkcası 2012'deki ilk yazımın nasıl olacağı üzerine bir kaç gündür düşünmekteydim..Güncel olmalıydı,"okunabilecek" değerde olmalıydı,akla ve gönüle aynı anda hitap etmeliydi...Derken,dün akşam sularıydı,Coca Cola'nın yeni reklam filmini izledim; "Yeni Yıl,Yeni Umutlar"..Haydi ilk önce şu fevkalede reklamı bir de beraber izleyelim,ardından yazıya devam ederiz ;) 

"Daha iyi bir dünyaya inanmak için pek çok nedeniniz var.."