20 Haziran 2012 Çarşamba

Üzgün olmayı öğrenerek mutluluğu katlamak

 Geçen aylarda öğrendiğim ve hayatımda gerçekten çok etkili olan bir yöntemden bahsedeceğim.Mutlu olmanın ana bileşeninin, olumsuz duygularımızı -üzüntü, korku, öfke, endişe, suçluluk, üzüntü, hayal kırıklığı ve bizi tiksindiren diğer tüm duygular- nasıl yöneteceğimizi öğrenmekten geçtiğini biliyor muydunuz? Ha,şu konuda açık olayım; olumsuz duygularımızı "yönetmek" derken tabii ki şunu kastetmiyorum "yaşadıklarınıza kayıtsız kalın böylelikle herşey sanki güllük gülistanlıkmış,toz pembeymiş de bir tür-sahte,plastik- mutluluk yaşayabilesiniz."


27 Mayıs 2012 Pazar

Madalyonun diğer yüzü: Domino etkisi

Bu konuya,bir önceki yazıma ( "İçimizde yarattığımız karanlık" ) göre daha çok mantık çerçevesinde ve gerçek olaylarla yaklaşacağım.Tercihlerimizin bizleri götürdüğü yerlere daha gerçekçi bakmanın insanlığa daha çok yardımcı olacağı kanaatindeyim.


6 Mayıs 2012 Pazar

İçimizde yarattığımız karanlık


İçimizdeki karanlık diye başlık atınca aklınıza iyiyle kötütün,bazen iyinin içindeki karanlığı şaha  kalkıp kötüye geçmesi gibi "kapışmaları" içeren bir filmi veyahut diziyi anlatacağımı felan düşünmeyin.Tamamıyla özgün abicim bu yazı da.Gecenin 3'ünde,en zifiri karanlığa yaklaşırken  -şafak sökmeden önceki anlar yani- aklımdan karanlık geçti ve bunun hakkında yazmak  istedim.Manyakça değil mi birazcık? Her neyse,işin aslı biliyor  musunuz ben  karanlıktan  nefret ederim.Neden mi?  Şunu bi' düşünün beni anlamaya başlayacaksınız...Kendinizi dışarda,zifiri karanlıkta yürürken hayal edin.Çok sinir bozucu gelmiyor mu size de? Bilinmezliğe doğru gidersiniz.Ufaktan korku da salgılamaya başlarsınız vücudunuzda; elleriniz sabit duramaz,inanın bana duramaz! Çünkü o  kadar çok korkmuşsunuzdur ki,kötülüğün ve sıkıntıların nereden ve ne şekilde geleceğini göremezsiniz,hatta tahmin bile edemezsiniz!

28 Nisan 2012 Cumartesi

Aşk nedir ?



Bugünkü yazımı  Touch adlı dizinin ilk sezonundaki 7.bölümünden aldığım ilhamla yazıyorum...Bölüm hakkında kısaca ön bilgi vermek gerekirse,bölümde kapalı bir üslupla bir insanın aşk için yapabileceklerinin sınırı anlatılıyor,bölümdeki onca gizemli ve sıradışı konunun arasında.Gerçekten aşk'a inanıyor musunuz? Var mıdır sizce böyle birşey? Sizce aşk,hayatınız yolunda gittiğinde size bir çelme takan eylem midir,yoksa hayatınız tepetaklak giderken sizi bir düzlüğe çıkaran eylem midir? 

30 Mart 2012 Cuma

"İşsiz"

Uzun bir aradan sonra merhaba :) Adalet adlı kitabımı hızla yazmaya devam ederken,bir taraftan okulum,diğer taraftan diğer işlerim neticesinde yeni yazılarımı ekleyemedim :) Hem tekrar kanımızın kaynaması amacıyla hem de farklı olacağını düşündüğüm için "İşsiz" adlı hikayeyi paylaşacağım bugün.Diğer yazılarımda görüşmek üzere.

İşsiz


İşsizin biri, temizlik işleri için Microsoft'a başvurur. İnsan Kaynakları, bir ön görüşmenin ardından test (yeri temizlemek) yaparlar ve "işe alındın, e-mail adresini ver, sana başvuru formunu göndereyim, aynı zamanda, işe başlamak için geleceğin günü bildiririm" der.

Adam çaresiz, bilgisayarının ve dolayısı ile e-mail adresinin olmadığını söyler. İnsan Kaynaklarından, onun adına üzüldüklerini, fakat e-mail'i yoksa kendisinin de var olmadığını ve kendisi de olmadığı için işe alınamayacağını söylerler.

Adam umutsuzca, ne yapacağını bilmeden, cebinde sadece 10$ ile çıkar. Ve bir markete girerek 10 kiloluk bir kasa domates alır. Kapı kapı dolaşarak, 2 saat içersinde sermayesini ikiye katlar.

İşlemi bir kaç kez daha tekrar eder ve akşam eve döndüğünde 60$'i vardır. Ve bu şekilde yaşayabileceğini anlar, her sabah erkenden evinden çıkar ve aksam geç saatlere kadar çalışır ve her gün parasını üçe, dörde katlar.

Az bir zaman sonra, bir el arabası alır, bunu bir kamyonla değiştirir ve bir süre sonra artık, bir çok araçtan oluşan bir nakliye şirketi sahibidir.

5 sene geçer, adamımız Birleşik Devletlerin en büyük gıda nakliye şirketlerinden bir tanesinin sahibidir artık. Artık ailesini ve geleceğini düşünmektedir ve hayat sigortası yaptırmaya karar verir.

Bir sigorta şirketini arar, kendine uygun bir plan seçer ve konuşma biterken, sigortacı, teklifi gönderebilmek için adamın e-mail adresini ister. Adam e-mail 'inin olmadığını söyler.

"Şaşırtıcı, der sigortacı, e-mail'iniz yok ve bu hanedanlığı kurabildiniz, düşünün, ya bir de e-mail adresiniz olsaydı.."

Adam düşünür ve şu cevabı verir:

- "Microsoft'ta temizlikçi olurdum."